Çocuk Psikolojisi

SEVGİ EN TEMEL İHTİYAÇ…

2.Dünya Savaşı sonrası kimsesiz kalan bebekler üzerinde bir deney gerçekleştirilmiştir. Bebeklerin sadece fizyolojik ihtiyaçları karşılanmış, psikolojik ihtiyaçları yok sayılmıştır. Bakıcılar bebeklere fizyolojik ihtiyaçları dışında dokunmamış, kucaklarına almamış, iletişim kurmamış, sevgi ve güven ihtiyaçlarını yok saymışlardır. Bir süre sonra bebeklerin çoğunun öldüğü fark edilmiştir. Sevgi ve sevginin sözcüklerle\davranışlarla ifadesi yeme içme kadar temel bir ihtiyaçtır.

EBEVEYN DE BİR ÇOCUK(TU)…

Çocukların hikayesi anne karnında başlamaz, ebeveynlerinin anne karnında başlar. Anne baba çocuk ilişkisi üç kişiden oluşmaz; anne, baba, anneanne, babaanne, dedeler, annenin anneanne ve dede ile çocukluk ilişkisi, babanın babaanne ve dede ile çocukluk ilişkisinin toplamından oluşur. Çocuğun doğumuyla ebeveynin kendi çocukluğu gün yüzüne çıkar ve onarım bekler. Bu sebeple çocuk sahibi olmak ebeveynin kendi çocukluk süreçlerinin keşfi ve farkındalığına da hizmet eden bir dönemdir. “Çocuğuma neden böyle davranıyorum, bu davranışı neden sürdüremiyorum?” gibi soruların cevabı kendi ebeveyninizle yaşadığınız çocukluk ilişkisinde saklıdır. Dikkat edilmesi gereken konu, ebeveyn olduğunuzda kendi çocukluğunuzu onarırken çocuğunuzun ihtiyaçlarını atlamamak, çocuğunuzun kendi ihtiyaçları ile sizin çocukluktan kalma ihtiyaçlarınızı karıştırmamaktır. Örneğin, siz küçük yaşta baleye gitmek istemiştiniz ama ebeveyniniz bu ihtiyacınıza cevap ver(e)memiştir. Siz de çocuğunuzu baleye yazdırmak isteyebilirsiniz fakat çocuğunuzun böyle bir ihtiyacı olmayabilir. Bununla birlikte, çocuk sahibi olduktan sonra kendi çocukluk dinamiklerine gerileyen ebeveyn, farkında olmadan çocukluğunu onarma sürecine girebilir ve çocuk, ebeveyninin çocukluk ihtiyaçlarını karşılamaya başlayabilir ve roller karışabilir. Ebeveyninin duygusal ihtiyaçlarını karşılamak hiçbir zaman çocuğun görevi olmamalıdır. Bir diğer uçta da kendi çocukluğunda karşılanmayan ihtiyaçlarını onarmak için aşırı telafi edici, aşırı fedakar, çocuğunun her ihtiyacını fazlaca doyuran ebeveyn olmaktan kaçınmak gerekir. Tüm bunlar ebeveynin kendi kişisel farkındalığı ve çocukluğu ile yüzleşebilme cesaretiyle ilintilidir. Ebeveyn olmak terapiye başlamak için güzel bir dönem olabilir.

Yetişkinlerle çalıştığım, uzun yıllar süren terapilerde, çocukluklarıyla ilgili çokça sıkıntılar konuştuk. Ebeveynlerin bilinçli olmayan bazı tutum ve davranışlarının çocuk psikolojisindeki etkileri üzerine gözlemlerin sonucu, ebeveynlere ufak tavsiyeler niteliğinde nelerden kaçınmak gerektiğini özetlemek istedim:

  • Duygusal olarak mesafeli bir ebeveyn olmak: Koşulsuz sevgi, güven ve değer duygularından yoksun ilişki kurmak.
  • Çocuğa başarması için yüksek beklentiler ve hedefler koymak.
  • Eşle sürekli çatışma halinde ya da kopuk ilişki içinde olmak: Çocuğu taraf tutmak, seçim yapmak durumunda bırakmak, eşe olan öfkeyi çocuğa aktarmak, çocukla çift olmak.
  • Çocuğu fiziksel bakımdan mahrum bırakmak
  • Aşırı koruyucu tutum
  • Aşırı ihmal
  • Aşırı güvensiz tutum: Çocuğa dünyanın ve insanların güvensiz olduğunu aşılamak
  • Ebeveyn olarak yalnız kalmaktan korkmak ve çocuğa bağımlı olmak
  • Rolleri değiştirmek: Çocuktan ebeveynlik yapmasını beklemek
  • Sürekli eleştirmek, yetersiz, kusurlu hissetmek
  • Çocuğu terk etmekle tehdit etmek
  • Bağımlı çocuk yetiştirmek
  • Ters giden her şey için çocuğu suçlamak
  • Kardeşleri kıyaslamak, kardeşler arasında tercih yapmak
  • Çocuğun her kurala ve talebe boyun eğmesini beklemek
  • Çocuğa hiç sınır koymamak, her istediğini istediği anda yapmak
  • Çocuğun size öfkesi karşında yıkılmak
  • Aşırı fedakar davranmak
  • Katı kurallar koymak
  • Fiziksel, duygusal, cinsel istismarda bulunmak, istismarı yapan eşe sessiz kalmak.