Yetişkin İçin Bireysel Psikoterapi Nedir?

“Birine öfkelenme özgürlüğümüz yoksa onu sevmeyi seçemeyiz. Sevmeme özgürlüğümüz olmayan birini gerçekten sevemeyiz.”

Alice Miller

Terapist danışan arasındaki ilişki; başta ebeveynlerle ve diğer insanlarla kurulan ilişkinin bir tekrarıdır, geçmiş ilişkilerden gelen duygular terapiste aktarılır; bu duygular bazen sevgi bazen öfke olabilir. Buradaki sevginin de öfkenin de ilk kaynağı geçmiş çocukluk ilişkileridir. Terapist danışan arasında koşulsuz kabul, güven, anlayış, empati, değer, şefkat gibi dinamiklerle kurulan yeni ilişkide danışanın geçmişteki olumlu ve olumsuz duyguları, kendi ve dünyaya dair atıfları, kendini ifade biçimi, ilişki\bağ kurma biçimi onarılır. Danışanın terapisti ile kurduğu ilişkide kendine ait, terapist tarafından belli sınırlarla korunan; hayatındaki güçlükleri anlatabileceği, duyabileceği ve fark edebileceği güvenli bir alanı olur. Terapist oradaki profesyonel, etik duruşu, kuramsal bilgisi ve kullandığı terapötik tekniklerle danışana alan açar, yargılamadan, tutarlı bir şekilde o alanda danışana eşlik eder, danışan hazır olduğunda gerekli terapötik müdahaleleri yapar. Terapist görünenin ardına bakar, terapötik bir kulakla semptomun kökenini duymaya çalışır.

Bireysel terapi ile danışanın kendi duygu, düşünce ve davranışlarına dair farkındalık (içgörü) kazanması; çeşitli psikoterapi yaklaşımları ile psikolojik sıkıntılara bağlı belirtilerin giderilmesi, rasyonel düşünebilme ve davranabilme becerileri kazanması ve sonunda kişinin sorunlarla kendi kendine baş edebilir duruma gelebilmesi hedeflenir. Danışanın kendi bireysel psikoterapi hedefleri dinlenir ve işbirliği içinde çalışılır. Danışanın hayatında güven duyması, varlığıyla değerli hissetmesi, tutarlı, sürdürülebilir ilişkiler beklemesi, istediklerini\istemediklerini seçme, fark etme, yapma\yapmama özgürlüğüne sahip olması, kendi olabilmesi, başarı ve yeterlilik konularında rasyonel düşünebilmesi, hata yapabilmesi, duygusal esnekliğe sahip olması, empati kurabilmesi, duygusal ihtiyaçlarını fark edebilmesi, suçluluk, korku, kaygı, zarar görme gibi işlevselliğini bozan yoğun duygularını işlevsel hale getirebilmesi, boyun eğici\aşırı fedakar davranışlarını fark edip çözümleyebilmesi, kusurluluk ve mükemmeliyetçiliğe dair duygu ve düşüncelerini fark etmesi ve çözümleyebilmesi, iletişim ve ilişki kurabilme becerileri geliştirebilmesi gibi pek çok hedef, danışan özelinde terapinin hedefi olabilir.