Panik Bozukluk
Halk arasında “panik atak” olarak bilinen, anksiyete (kaygı) bozukluğunun bir türü olan panik bozukluk; ani başlayan, beden semptomlarının eşlik ettiği yoğun korku ya da rahatsızlık duyma halidir. Panik atak ise panik bozukluğun bir semptomu olup bedensel semptomların eşlik ettiği birkaç dakika ila bir saatten daha uzun sürebilen, gün içinde birden çok kez yaşanabildiği gibi ayda bir\birkaç kez tekrarlayabilen, farklı kaygı düzeyleri ile kendini gösteren kriz anıdır.
Panik bozukluk tanısı için aşağıdaki 13 belirtilerden 4 ya da daha fazlasını aynı anda yaşanıyor olması gerekmektedir:
- Çarpıntı, kalp atımlarını hissetme
- Terleme
- Titreme ya da sarsılma
- Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma
Soluğun kesilmesi - Gögüs ağrısı ya da gögüste sıkıntı hissi
- Bulantı ya da karın ağrısı
- Baş dönmesi, sersemlik, düşecek ya da bayılacak gibi olma
- Kendini ya da çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme
- Kontrolünü kaybetme korkusu
- Ölüm korkusu
Uyuşma ya da karıncalanma - Üşüme, ürperme ya da ateş basması
- Tanı için bir diğer önemli husus, atak halinin tekrarlamasına yönelik beklenti anksiyetesi ve belirgin davranış değişiklikleridir.
Panik atak yaşayan kişiler bedensel duyumlara daha çok dikkat etmeye, bedensel duyumları incelemeye başlarlar ve sürekli atak halinin başlayıp başlamadığını ölçerler. Aynı zamanda bu kişilerde; atak geçirdikleri ortamlardan uzaklaşma, sosyal izolasyon, içe çekilme, yakını olan birine bağımlılık ve yakını olmadan dışarı çıkamama gibi davranış değişiklikleri; okula, işe gidememe, ulaşım araçlarını kullanamama gibi işlevselliklerinde kayıplar görülebilir.
Panik atakta temelde 3 tip korku vardır. Bunlardan biri nefes alamayıp yere düşme ve bayılma korkusu, diğeri hayati bir bedensel rahatsızlık geçirip ölme korkusu, bir diğeri ise çıldırma\delirme korkusu’dur.
Panik atak yaşayan kişiler genellikle kaygı ile yaşadıkları durum arasında bağlantı kuramamakta ve yaşadıkları bedensel semptomların psikolojik olduğunu düşünmemektedir.
Bu semptomları yaşayan kişi, ilk olarak tam teşekküllü bir hastaneye ve hekime başvurmalı, bu türden şikayetlerin temelinde bedensel rahatsızlıkların (kalp ve damar hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları, akciğer hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları vb.) olmadığı anlaşıldığı noktada psikiyatri\ruh sağlığı merkezi biriminden yardım istemelidir.
Panik bozukluk tedavi edilebilir bir hastalıktır. Psikiyatristin uygulayacağı ilaç tedavisinin yanında yine psikiyatrist ya da uzman psikolog tarafından yürütülecek psikoterapi süreci en ideal tedavi şeklidir.
Panik bozuklukta çalışılan ve başarı gösteren psikoterapi ekolleri Bilişsel Davranışçı Terapi ve EMDR terapisidir. Bilişsel davranışçı terapide kişi, öncelikle panik atağın ne olduğu ve sebepleri konusunda bilgilendirilir. Sonrasında günlük hayatına devam edebilmesi için kişiye, nefes alma ve gevşeme egzersizleri, stresle başa çıkma yöntemleri öğretilir, kaçındığı durumlar için aşamalı duyarsızlaştırma yöntemi uygulanır. Davranışsal müdahalelerle birlikte panik bozukluğun temelini oluşturan düşünce sistemleri danışan ile birlikte keşfedilmeye çalışılır. Kişinin kendine ve dış dünyaya dair rasyonel olmayan inançları ve çarpık düşünceleri bulunup yerlerine rasyonel inançlar ve mantıklı düşünceler geliştirilir. “Güvende değilim.” ve “Kontrol bende değil.” Panik bozukluğun temelinde yatan iki irrasyonel inançtır. Bir diğer terapi ekolü olan EMDR terapisinde ise bu inançların oluşmasına sebep olan geçmiş travmalar bulunur; bu travmalar ve bu travmaların yarattığı olumsuz duygu ve düşünceler çalışılır, yerlerine olumlu düşünceler yerleştirilir. Bu çalışma ile güncel yaşanan panik bozukluk semptomlarının ortadan kalkması hedeflenir. Hem bilişsel davranışçı terapi hem de EMDR terapisi panik bozukluğun temelinde yatan sebeplere müdahale eder. Terapinin sonunda kişinin duygu, düşünce ve davranışlarının yanında bedenini kontrol edebildiğini görmesi sağlanır.